Ne hayvanlar ne de bitkiler bizim kadar çevremize kötü davranmazlar.
Tıpkı bizim gibi kendi evlerine hepimiz doğal yaşam alanımıza sonsuz sahip çıkarak korurlar .
Dünya üzerinde düşünme yeteneğine sahip canlılar olarak en çok bizim özen göstermemiz gereken bu durumda nasıl bu kadar başarısız olabiliyoruz hep şaşırmışımdır.
İnsanlar olarak çevremize gösterdiğimiz bu kötü muameleyi düzeltmek için önce kendi vicdanımızla muhakeme etmeliyiz.
Siz kendi evinizde içtiğiniz içecek kutusunu salona gelişi güzel fırlatır mısınız?
Ya da market alışverişi yaptığınızda poşetleri yatak odanıza atar mısınız?
Bence yapmazsınız yani yapamazsınız bu çok saçma olurdu öyle değil mi?
Öyleyse parklara, sokaklara, duraklara yani ortak kullandığımız tüm alanlara garezimiz nedir?
Evde çöplerimizi atabileceğimiz çöp kutuları varken dışarıda da bu kutulardan bulunurken yerlere atmak ne kadar da saçma değil mi?
Diyelim ki o anda atabileceğiniz bir çöp kovası yoksa elinizde bekleterek ya da çantanıza, cebinize koyacağınız küçük bir poşetle saklayıp bulduğunuz ilk çöp kutusuna atarak kendiniz için küçük çevremiz için çok büyük bir adım atmış olacağız.
Düşünsenize herkes bu şekilde çöplerini saklar çöp kutusuna atarsa tertemiz bir çevreye sahip oluruz .
Yine biz insanlar olarak yaptığımız her boş alana ev, iş yeri, avm, otopark ve yol yaparak, kestiğimiz ağaçlar, doğal yaşamlarında kovduğumuz hayvan dostlarımız, hunharca yapılan bu katliam karşısında bizlere bakışlarına biraz dikkat ederseniz ne kadar bilinçsiz ne kadar kötü işler yaptığımızı anlayacaksınız.
Çevre kirliliği konusunda büyük çaplı bu katliama verimsiz toprakları kullanarak, işe yaramayan terk edilmiş binaları restorasyon yaparak dur diyebiliriz.
Kullandığımız bu alanlar elbette çok önemli ama bu yapıları yemyeşil ormanları keserek, beton yığını içinde bulunan küçük parkları yok ederek yapmamalıyız.
Koruyabildiğimiz her yeşil alan bize nefes demektir.
Bilinçsizce büyüyen sanayi kolları çevremiz için büyük tehdit oluşturmaktadır.
Denetimi yapılmayan fabrikalardan atılan atıklar öylece doğal yaşam alanlarına salınmaktadır.
Kirlenen denizler, ormanlar, akarsular, tarlalar giderek bana yok olacağımızı hissettiriyor.
Öyle ki bir zaman sonra soluduğumuz havayı yürüdüğümüz toprakları bile bulamayacağız.
Her fabrika atıklarını doğal yaşama bırakmak yerine geri dönüşüm projesi yaparak tekrar hayata katabilir.
Geri dönüşüm yapılamayacak olanları imha ederek hepimizin hayatını kurtarabilirler.
Leave feedback about this