Oğuz Atay – Tutunamayanlar:
- Tutunamayanlar ilk çıktığında pek rağbet görmemiştir.
- 90’lı yıllarda dikkat çekmeye başlayan roman, günümüzde üzerinde en çok durulan eserlerin başında gelir.
- 1971’de yayınlandığında çok olumsuz eleştiri almış, anlaşılamadığından şikayet edilmiştir.
- Fakat günümüzde, Türk edebiyatı tarihinde kült bir kitap olarak kabul edilmektedir.
- Romanın konusu; Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrenen arkadaşı Turgut Özben, arkadaşını ihmal ettiğini düşünmektedir.
- Bu nedenle geçmişin izini sürmeye ve Selim’in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır.
- Her insana farklı bir yönünü gösteren Selim’in görüntüsü, tanıdığı insanların Turgut ile konuşması sonucunda okuyucunun gözünde netlik kazanacaktır.
- Selim, düşünen ve sorgulayan insanı simgelemektedir.
- Bu yüzden tutunamamıştır.
Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan:
- Selim İleri, İçimizdeki Şeytan üstünde pek durulmamış olmasından yakınmaktadır.
- Dünya edebiyatında Dostoyevski’nin Ecinniler’i bütün yönleriyle incelenmişken, İçimizdeki Şeytan’ın gölgede kalışını kaygı verici bulmaktadır.
- Romanın konusu, Macide ve Ömer isimli iki karakteri içerir.
- Kişilerin iç konuşmaları, kendileriyle konuşmaları yaygın olarak kullanılmıştır.
- Bu yolla yazar duygu ve hisleri başarılı bir biçimde anlatmıştır.
Orhan Pamuk – Cevdet Bey ve Oğulları:
- Orhan Pamuk’un ilk romanıdır.
- Yazar, ilk olarak romanını “Karanlık ve Işık” adıyla kaleme almıştır.
- Karanlık ve Işık, 1979 Milliyet Roman Ödülü’nü Mehmet Eroğlu’nun yazdığı “Issızlığın Ortasında” adlı romanla paylaşmıştır.
- Ödül kazanmış olmasına rağmen roman ancak 1982 yılında “Cevdet Bey ve Oğulları” adı ile kitaplaştırılmıştır.
- Yayımlandıktan sonra da 1983 Orhan Kemal Roman Armağanı Ödülünü kazanmıştır.
- Roman kazanmış olduğu bu ikinci ödül ile edebiyat dünyasının ilgisini çekmeyi başarmıştır.
İlhami Algör – Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
- İlhami Algör’ün 2005 yılında yayımladığı kitabıdır.
- Kitabın başkahramanı Arif, tam da kadıları ve aşkı anlamaya çalıştığı bir sırada Müzeyyen’e rastlar.
- Arif, kadınların kendisinden hep bir şeyler beklemesinden bıkmıştır.
- Fakat Müzeyyen çoktan kendi hayatını kurmuştur.
- Arif’in görüşüne göre kadınlar, kendilerinden söz etmeyi severler.
- Fakat Müzeyyen hep Arif’i konuşturur.
- Bir yandan kitabını bitirmeye çalışan Arif, bir yandan da Müzeyyen’in esrarengiz ve tutkulu hayatını çözmeye çalışır.
- Romanın sonunda ise Müzeyyen, Arif’e hiç unutamayacağı büyük acılar yaşatır.
- Arif, bu açların içinde aradığı cevapların bazılarını bulacaktır.
- Kitabın Çiğdem Vitrinel tarafından yönetilen ve kitapla aynı adı taşıyan uzun metrajlı filminin çekilmesinden sonra roman büyük bir ilgi görmüştür.
Barış Bıçakçı – Bizim Büyük Çaresizliğimiz:
- Kitabın konusu, geçmişe dayalı dostlukları olan Ender ve Çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu almaktadır.
- Çetin, yıllar sonra Ankara’ya dönmüştür.
- Ender ile bir ev tutarak bir araya gelmişlerdir.
- Yakın arkadaşları Fikret de Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelmiştir.
- Bu tatilde anne ve babasını kaybeden Fikret’in yeniden Almanya’ya dönmesi gerekir.
- Fakat bir sorun vardır.
- O da yalnız kalan kız kardeşi Nihal’dir.
- Nihal, Ankara Üniversitesi’nde okumaktadır.
- Okulunun bitmesine iki yıl vardır.
- Fikret, Nihal’i Ender ve Çetin’e emanet eder ve Almanya’ya geri döner.
- Artık evde üç kişi yaşıyorlardır.
- Nihal, anne ve babasını kaybetmenin yarattığı travmayla yaşarken Ender ve Çetin’le konuşmak istemez.
- Fakat zamanla mecburiyetten dolayı bu üç kişi arasında ismi konulamayan bir yakınlaşma doğar.
- Kitap, yönetmenliğini Seyfi Teoman yaptığı 2011 yılında vizyona giren film sayesinde adını duyurmuştur.
Leave feedback about this