GDO’nun Çevreye Zararları

• GDO; en kısa adıyla genetiği değiştirilmiş ürün demektedir.
• GDO’lu ürün üretmek için ortada DNA ve RNA’sı çözülebilecek örnek bir ürün olması gerekir.
• Daha açıkçası öncelikle bir genin elde edilmesi gerekir.
• Bu gen elde edildikten sonra doğası değiştirilecek gıdaya derç edilir.
• Daha sonra DNA iplikçiği ile gıdanın DNA’sına bağlanması sağlanır.
• İşlem başarılı olduğunda organizma artık bu geni üretmeye başlar.
• Örnek verecek olursak; bir timsahın çenesini güçlü kılan geni alıp bir köpeğe verdiğimizde timsah çenesi kadar sağlam ve baskı yapan bir köpek çenesi elde edebilirsin.   
• Verilen uç bir örnek tabi ama GDO en çok gıda ve tarım ürünlerinde kullanılmaktadır.
• Burada amaç; tarım ürünlerinin ve fabrikalarda üretilen gıda ürünlerinin uzun süre dayanıklı olmasını, bozulmamasını sağlamaktır. 
• GDO, dünyamızda ilk başta masum bir uygulama olarak görülmüşse de daha sonra yapılan bir değişikliğin başka bir sürü hastalıklara, risklere yol açtığı ortaya çıkınca başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyadaki sayıları azımsanmayacak kadar ülke GDO’ya karşı önlem almaya başladılar.
• Başlıca GDO’lu ürünleri sıralayacak olursak; Soya, mısır, yer fıstığı, ayçiçeği, kabak, bal kabağı, buğday, pirinç, domates, patates, bazı balık türleri, biber, karpuz, kavun, kanola, ananas, kiraz, ahududu, çilek,  muz vb. ürünleri bir çırpıda sayabiliriz. 
• Diğer yandan, GDO’lu soyadan ve mısırdan üretilen früktoz, yağ, sakkaroz, un, glikoz şurubu, nişasta içeren günlük tüketim maddeleri (hazır çorbalar, çikolatalar, gofretler, bebek mamaları, şekerlemeler, bisküvi, bitkisel yağlar, pudingler, krakerler) ve GDO’lu soya ve mısırı yem olarak tüketen büyükbaş, küçükbaş hayvanların etleri, sütleri, yağları da GDO riskini taşımaktadır.

GDO’nun Çevreye Zararları:

• GDO’lu ürün üretimi sonucu, zirai ilaçlamaya çok dayanıklı zararlı bitki türü ve böcekler oluşur.
• Bu böcekleri yok etmek zor olduğundan tarım için büyük tehdit teşkil eder.
• Tozlaşma mevsiminde, tozlaşma yoluyla GDO’lar doğal türlere bulaşırlar, biyoçeşitliliği yok etmeye başlarlar.
• Kuşlar, arılar, kelebekler, balıklar gibi zararsız canlıların ölümüne sebep olurlar.
• Zehir bulaştıran GDO’lar toprağa bulaşıp yayılarak toprağın verimsiz olmasına sebebiyet verir, kıtlık sorununun artmasına sebep olur.
• GDO’lu tarım ürünlerinin tohumlarındaki tekrar ekilme yani tohumluk özelliği bilinçli olarak yok edildiğinden, bu ürünleri kullanan ülkeler dışa bağımlı olurlar, sürekli bu ürünlerin tohumlarını almak zorunda kalırlar.