1960’lı yıllarda oluşan sosyal sorumluluk kavramı iş etiğinin oluşmasına zemin
hazırlamıştır.
Sosyal sorumluluk; firmaların birlikte yaşadıkları topluma karşı yükümlülükleridir.
İşletmelerin sosyal sorumlulukları kurumsal sorumluluk, örgütsel sorumluluk ve bireysel sorumluluk
olarak üç guruptan oluşur.
Kurumsal sorumluluk, işletmenin topluma karşı bütün sorumluluklarını
içerir.
Örgütsel sorumluluk ise işletmenin toplum üzerindeki kendine has işlevi üzerine
odaklanmasıdır.
Bireysel sorumluluk dendiğinde bir örgütte yer alan bireylerin, genelde karar alma
durumlarında topluma karşı sorumluluğunu anlayabiliriz.
İş etiği, çalışma ahlakı kavramını da içinde barındırır.
İş ahlakı iş hayatında yaşanılan tüm ahlaki
sorunları kapsar.
Özelikle yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, çetecilik gibi sorunlar bazı işletmelerde
yaşanmaktadır.
İşletmelerin yasalara uygun çalışmaması halinde devlet caydırıcı ya da önleyici
yasaları ile devreye girmektedir.
Tüm bu yasal olmayan eylemler iş etiğine kesinlikle uymamaktadır.
İş etiği mal ve hizmet üreten işletmeler için bazı nedenlerden ötürü önemlidir.
İş ahlakı yeterli
düzeyde olduğunda çalışanların ve müşterilerin sosyal sorumluluk duygularını arttırır.
Ortaklar
arasında sorumluluk duygusunu geliştirir.
Doğaya karşı sorumluluğu geliştirir.
Rakiplerine ve topluma
karşı sorumlu olma duygusunu verir.
Ayrıca iş etiği; verimlilik, disiplin, kalite, etkinlik gibi kavramları
içerir.
İş etiğine uygun bir işletmenin verimliliği artar.
Ahlaki işleyiş, işletmenin her biriminde kendini
gösterir.
Bu durum işletmenin piyasa içindeki ekonomik ve sosyal konumunu olumlu olarak etkiler.
Sonuçta işletmelerde iş verimliliği ile iş etiği birbirine paralel ilerlemeli; bireysel, örgütsel ve
toplumsal olarak da iş ahlakına uygun bir tavır sergilemedir.
Leave feedback about this