Her ülkenin kendine has bir işaret dili bulunmaktadır.
Temel unsurlar birbirine benzemekle birlikte bazı ifadeler ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir.
Türk işaret dilinin Osmanlı dönemine kadar uzandığı tahmin edilmektedir.
İşaret dilinin o dönemlerdeki işitme engelli insanlar tarafından kullanıldığı bilinmesine rağmen işaret diline dair herhangi bir yazılı kanıt bulunmadığı için tam olarak tarihi bilinmemektedir.
Ancak Batılıların geçmişle ilgili belgeleri göz önüne alınarak 1500’lü yıllarda Osmanlı Devletinde mahkemelerde yardımcı olmak amacıyla bulunan bir sağırlar topluluğu olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak bunun o tarihlerde resmi bir dil olarak ifade edilmediği de oldukça açıktır.
Osmanlı Devleti’ndeki ilk işitme engelliler okulu 1902 yılında 2. Abdülhamit tarafından kurulan Yıldız Sağırlar Okulu’dur.
Bu okulda kullanılan işaret dili batılılardan esinlenilerek değil tamamen Osmanlı kültürüne bağlı olarak oluşturulmuş bir dildi.
Okulda sözel dilin yanında işaret dili kullanılarak eğitim verilmekteydi.
Bu işaret dilinin muhtemelen günümüzde kullanılan dilin temeli olduğu düşünülmektedir.
Ancak kimi kişiler tarafından işaret dilinin çocukların konuşmasını engelleyebileceği düşünüldüğünden 1953’te alınan bir Milli Eğitim Bakanlığı kararıyla bu okul eğitime kapatılmıştır.
Günümüzde Türkiye’de bulunan işitme engellilerinin tam sayısının üç milyon civarında olduğu düşünülmektedir.
Ancak buna rağmen eğitim kurumlarında sözlü dilin yanı sıra işaret dili ile de ders anlatımı yapılmamaktadır.
Ülkemizde işitme engelliler için işaret dili kullanılan özel eğitim merkezleri bulunsa da bu kurumlarda verilen eğitim tam anlamıyla bir düzene koyulmuş değildir.
Kurumların genelinde eğitim, işitme engelli olmayan öğretmenler tarafından verildiği için öğrencilerle gereken bağ tam olarak kurulamamaktadır.
İşaret diline olan ilgi her geçen gün biraz daha artış gösterse de diğer ülkelere göre bu konuda halen fazlaca eksikliklerimiz bulunmaktadır.
Leave feedback about this