Günlük hayatın koşuşturmacasında bunalıp kendi kendimize kalmak istediğimiz zamanlar çok olur. Bu zamanlarda genelde kendi kendimizi eleştirir, hatalarımızı gözden geçirir ve farklı davransaydınız nasıl olurdu diye düşünürsünüz.
Birkaç asır önce insanlar etraflarında gördüklerini, başlarına gelen olayları günü gününe yazması ile günlük kavramı ortaya çıkmıştır. Kısa sürede günlük yazımı ise yaygınlaşmıştır.
Günlük nasıl yazılır kuralları nelerdir?
Günlük yazmak için sabit belirli bir kural yoktur. Elinizin altın kağıt ve kalem olduğu sürece günlük yazabilirsiniz. Günlük yazmaya başlamak kolaydır ama devam ettirmesi zordur. İlk önce nasıl bir günlük yazacağınıza karar vermeniz lazım.
Kendi duygularınızı anlatan bir günlük mü, seyahat ettiğiniz bir ülkede gördüklerinizi günü gününe yazacağınız bir günlük mü yoksa şehrinizde olan bir durum ile ilgili günlük gelişmeler mi? Buna karar verdikten sonra yazacağınız günlükte dürüst ve detaylı olmalısınız.
Günlüğü yazan ve olayları yaşayan birinci kişi sizsiniz. Olayları en iyi gören ve bilen siz olduğunuz için yazdığınız günlüğü ileride kullanacak olan bir kişi bilgileri sizden öğrenecektir. Bu yüzden günlük yazarken dürüst olmak son derece önemlidir.
El yazınızın büyük mü küçük mü olduğu alacağınız günlük defterini etkileyecektir. Küçük bir yazınız varsa aşırı büyük bir defter almanıza gerek yoktur. Ayrıca el yazınızın büyüklüğüne göre defterinizin kalınlığı ve inceliği değişmektedir. Günlüğünüzün dayanıklı olmasını istiyorsanız ucuza kaçmamalısınız. Eğer gezdiğiniz bir yerle ilgili günlük yazacaksanız o zaman cebinize sığacak boyutta bir günlüğe ihtiyacınız olacaktır.
Günlük Nasıl Yazılır Örnek
Günlüğünüz sizin kişisel düşüncelerinizi içermelidir. Bir başkası adına günlük yazamazsınız. Olaylara karşı bakış açınızı, size özgü tanımlamaları, sayıları, yer isimlerini günlüğünüze aktarabilirsiniz. Bunlar sadece sizin anlayabileceğiniz ve sizin önem verdiğiniz şeylerdir. Günlük yazmaya başlamadan evvel ilk bir iki sayfada kendinizi anlatmalısınız.
Nerede doğduğunuzdan, yaşınızdan ve sizi anlatan birkaç özelliğinizden kısaca bahsedebilirsiniz. Günlükte önemli olan günler olduğu için, her sayfa başına tarih atmayı unutmamalısınız. Aynı tarih ile ilgili 5 sayfa bile yazacak olsanız, o 5 sayfada da tarih olmalıdır. Günlüğünüze bir isim vermelisiniz. Vereceğiniz isim günlüğün içindekiler ile bağlantılı olursa okuyan kişi için bir ön fikir verebilir.
Günlük sizin kendiniz olduğunuz alandır. Bu yüzden günlüğünüze her şeyi yazacak kadar cesur olmalısınız. Korkularınızdan en rahat bahsedeceğiniz yer günlüklerdir.
Yazarak o korkunuzu atlatabilirsiniz belki de. Günlükte en önemli konu sürekli yazılmasıdır. Şayet sürekli yazamayacağınızı düşünüyorsanız günlük yazmaya başlamak için hazır değilsinizdir. Hazır olduğunuz da başlarsınız. Yazdıklarınızı periyodik olarak okumanız da önemlidir.
Böylece bir ay önce yaşamış olduğunuz olayın üzerinizdeki etkisi ile şu andaki etkisi arasındaki farkı görebilirsiniz. Ya da bir ay önce gezdiğiniz ülke ile şu an gezdiğiniz ülkeyi karşılaştırıp size daha fazla şey katmasını sağlayabilirsiniz.
Günlüğünüz şahsi ise çok iyi bir şekilde saklamalısınız. Duygularınızın, fikirlerinizin sizde kalması için günlüğü sizin bulabileceğiniz fakat başkasının bulamayacağı bir yerde muhafaza etmelisiniz. Yazdığınız günlük bir seyahatname tarzında ise ve başkalarının bulmasını istiyorsanız, zamanı gelince bulunacak şekilde saklamalısınız.
Günlük Nasıl Yazılır Örnekleri
Gün Batımı 20 Ocak 2000
Dün akşam gün batımı hiç görmediğim kadar güzeldi. Gökyüzünde renkler adeta dans ediyordu. İnsanların üzerine pembe bir güneş yansıyor ve hoş bir atmosfer yaratıyordu. Aklıma sen geldin o anda. Nasıldın acaba? Mutlu muydun? Seni ne zaman görebilecektim? Zihnim seninle meşgul bir vaziyette manavdan bir kilo elma alıp evimin yolunu tuttum. Arnavut kaldırımından geçerken seni görürüm umuduyla pencerene baktım. Ama ne çare! Seni göremeden evime gittim.
Alexander Petrova
Sevgili Günlük 15 Temmuz 2010
Bugün lise ile beraber Panorama 1453 müzesine gittik. Daha içeriye adım atmadan içim ürpermişti. Sanki ecdad ayaklanmış karşımızda duruyordu. Sırayla içeriye girdiğimizde gördüğüm manzara beni dehşete düşürdü. Kapalı bir alanda İstanbul’un Fethi resmedilmişti. Kubbede Fatih Sultan Mehmet’in surlar önündeki mücadelesini üç boyutlu izliyordunuz adeta. Etrafta olan siperler, toplar, tüfekler iyice atmosfere girmenize neden oluyordu. Arkadaşlarımla beraber bol bol resim çekip, etrafı videoya aldık. Bir daha ne zaman gelirdik bilmiyorduk ama ben en kısa zamanda gelmek istiyorum ve kesinlikle herkese gitmesini tavsiye edeceğim.
Enes Yasir
Leave feedback about this